1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Kal'e İlişkin Olmayan El Atmanın Önlenmesi İlamlarının İnfazı İçin Kesinleşmesi Gerekmez

Gönderilme zamanı: 06 Haz 2023, 10:36
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ


Esas No : 2022/12882
Karar No : 2023/1179



Taraflar arasındaki icra takibinin iptali istemli şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince icra takibine yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.

Kararın şikayet eden-borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet eden-borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Şikayet eden borçlu dava dilekçesinde; takibe dayanak ilam usule aykırı bir tebligat dikkate alınarak kesinleştirildiğinden iş bu kesinleşme şerhinin usule aykırı olduğunu, ilamın icraya konulamayacağını belirterek takibin iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; ilamlı takiplerde itiraz sebeplerinin kanunda tek tek sayıldığını; bunların borcun ödenmesi, erteleme ve zamanaşımı olduğunu, ancak davacının dava dilekçesinde bunlardan hiçbiri hakkında itirazda bulunmadığını, ilama ilişkin tebligatın da usulüne uygun yapıldığını belirterek şikayetin reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takibe konu ilamın usulüne uygun olarak kesinleştirildiği, İİK çerçevesinde ilamlı icra takibine karşı itiraz yollarının ayrıca ve açıkça sayıldığı, bunların borcun ödenmesi, erteleme ve zamanaşımı olduğu, davacının itirazlarının kanunda sınırlı şekilde sayılan itirazlardan biri olmadığı, bu aşamada kesinleşmiş bulunan hükme karşı öne sürülen itiraz sebeplerinin kanuna uygun olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden-borçlu asil istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Dayanak ilamın temyiz edildiği belirtilerek asıl dava dosyası Yargıtay incelemesinde olduğundan sonucu beklenmeden karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; gerekçeli kararın şikayet edene usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve yasal süre içerisinde taraflarca temyiz talebinde bulunulmadığı ve kararın 16.01.2014 tarihinde kesinleştirildiği, borçlu tarafından kesinleştirme tarihinden sonra temyiz talebinde bulunulduğu nedenle mahkemenin ek kararı ile temyiz talebinin süre yönünden reddine karar verildiği, işbu kere de davacı borçlu tarafça mahkemenin verdiği ek kararın temyiz edildiği ve dosyanın bu şekilde Yargıtay'a gönderildiği ve dosyanın Yargıtay'da olduğu, davacı borçlunun ilamlı icra takibine yönelik itirazlarının İİK'da ayrıca ve açık şekilde sayılan itirazlardan olmadığı, kesinleşen hükme karşı dile getirilen itirazların usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İstinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, takibe dayanak ilamın gayrimenkulun aynına ilişkin olduğundan kesinleşmeden takibe konamayacağından bahisle takibin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 367/2 maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, İcra İflas Kanunun 41. maddesi yollaması ile 16. maddesi.

3. Değerlendirme
Somut olayda, takip dayanağı ilam, el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olup yanlızca müdahalenin menine karar verildiği, kal'e ilişkin ve taşınmazın aynıyla ilgili kayıt ve sicillerde değişiklik yaratan bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla ilamın takibe konulabilmesi için takibin kesinleşmesine gerek bulunmadığı görülmektedir.

O halde, yerel mahkemece ve Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, icra takibine dayanak ilamın kesinleştiği ve şikayet eden borçlunun itirazının İİK'nun 71. maddesinde sınırlı sayıda düzenlenen takibin taliki ve iptali sebeplerinden biri kapsamında olmadığından bahisle davanın reddi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi hükmü gereğince sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Borçlunun temyiz itirazlarının reddine,

Sonucu itibariyle doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 364. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



*************



T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi


ESAS NO : 2018/15169
KARAR NO: 2019/17717



Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından borçlular aleyhine başlatılan ilamlı icra yolu ile (örnek 2) takipte; borçlular, icra mahkemesine başvurarak takibe dayanak ilamın müdahalenin men'i ve tahliyeye ilişkin olduğunu, söz konusu yargılamada taşınmazın aynının tartışıldığını, bu nedenle kesinleşmeden takibe konulamayacağından bahisle takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 06/07/2018 tarih ve 2018/973 E.-2018/1754 K. sayılı kararı ile esastan reddedildiği görülmüştür.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 367/2. maddesi gereğince kişiler hukuku, aile hukuku, ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe infaz edilemez.

Somut olayda takibe dayanak yapılan . Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19/09/2017 tarih ve 2016/407 E. 2017/459 K. sayılı ilamı incelendiğinde; tarafların tapu kayıt maliki olmadığı yine taşınmazın aynının ihtilaflı olmadığı, ......... Sokak da bulunan binanın giriş katındaki 2 nolu ticari iş yeri niteliğindeki kısım ile aynı yer bodrum kat 1 nolu ticari işyeri niteliğindeki kısma yönelik davalıların müdahalesinin meni ile tahliyesine hükmedildiği tesbit edilmiştir.

Bu durumda ilamın infazı için kesinleşmesine gerek yoktur.

O halde, ilk derece mahkemesince; şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nin 06/07/2018 tarih ve 2018/973 E. - 2018/1754 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve . İcra Hukuk Mahkemesinin 24/11/2017 tarih ve 2017/1451 E.-2017/1368 K. sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/12/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.