Müteselsil borçlulardan alacaklının hakkı borç tamamen ödeninceye kadar devam eder


İtiraz ve Şikayet, Menfi Tespit, İstirdat davaları, İtirazın Kaldırılması ve İtirazın İptali davaları, İlamlı, İlamsız Takip, İcra Takibi Hakkında Temel Bilgiler, Takibin Kesinleşmesi, Taahhüdü İhlal vb.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hepsihukuk
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 2280
Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
İletişim:

12. Hukuk Dairesi 2021/8720 E. , 2022/2660 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

...

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi iflas idaresi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, şikayetçi iflas idaresi vekilinin İİK' nun 193/3 maddesi uyarınca iflastan sonra takip yasağı olduğunu ileri sürerek ödeme emri ve takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, şikayetçi iflas idaresi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, takipte müflisin mecburi takip arkadaşı olarak birden fazla borçlu ile takip edilmesi halinde, müflis hakkındaki takibi ayırmak ve durdurmak mümkün olmadığından, müflis dahil bütün mecburi takip arkadaşları aleyhine başlamış olan takibe devam edilmesi gerektiği belirtilerek istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Müteselsil borçluluk; bir irade beyanı veya kanun hükmü dolayısıyla bir edimin birden ziyade borçlulardan her birinin tamamını ifa etmekle yükümlü bulunduğu, alacaklının ise tamamını ancak bir defa ifa etmek üzere edimi borçlulardan dilediği birinden talep etmeye yetkili olduğu ve borçlulardan birinin ifası veya ifa yerini tutan fiiliyle diğerlerinin bu oranda alacaklıya karşı borçtan kurtulacakları bir birlikte borçluluk hâlidir (Akıntürk, T.: Müteselsil Borçluluk, ... 1971, s.35).

Gerçekten de birden ziyade kimse, alacaklıya karşı aynı sebepten dolayı ve her biri borcun tamamı için “asıl borçlu” sıfatıyla borçlu olurlarsa, müteselsil borçluluktan bahsedilebilecektir (Tekinay, S.S./Akman, S./Burcuoğlu, H./Altop, A.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7. Baskı, ... 1993, s.285).

Müteselsil sorumluluk, zarar görene diğer borç ilişkilerine oranla zarar verenler karşısında daha güçlü ve ayrıcalıklı bir durum sağlar. Buna göre, zarar gören tazminatın tamamını, dilediği taktirde zarar verenlerin tamamından talep edebileceği gibi, bir kısmından veya sadece birinden de talep edebilir (Eren, s.840).

Diğer bir ifadeyle alacaklı, borçluların hepsini birden takip veya dava edebileceği gibi, bunların içinden dilediği birini veya bir kaçını da takip veya dava edebilir. İşte alacaklının, borçlulardan dilediğini ya da dilediklerini ifa istemine muhatap tutabilmesi, onun bir seçim hakkına sahip bulunduğunu gösterir. Alacaklının bu hakkı borç tamamen ödeninceye kadar devam eder (Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s.285). Bu durumda kişilerin yarışmasından (Personenkonkurenz) bahsedilir (..., G.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt II, ... 2017, s.545).( HUKUK GENEL KURULU 24.06.2021 Tarih 2017/4-1442 E. 2021/839 K. sayılı kararı)

6098 sayılı TBK'nın 163. maddesinde de; "Alacaklı borcun tamamının veya bir kısmının ifasını dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. " düzenlemeleri mevcuttur.

Somut olayda takibe dayanak yapılan ilamın ... ... Mahkemesi’ nin 03.12.2019 tarihli tazminat konulu ilamı olduğu, yargılama neticesinde, maddi ve manevi tazminat tutarlarının, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesi yönünde karar verildiği anlaşılmıştır. Müteselsil borçlulukta alacaklı, borçluların hepsini birden takip veya dava edebileceği gibi, bunların içinden dilediği birini veya bir kaçını da takip veya dava edebilir. Bu nedenle şikayetçi borçlu ile diğer takip borçluları arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmamaktadır. ... 13 Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 27.12.2018 tarihli ek kararı ile şikayetçi borçlu şirketin iflasına karar verildiği, iflas kararının 17.10.2019 tarihinde kesinleştiği, takibin ise iflas kararının kesinleşmesinden sonra 17.06.2020 tarihinde başlatıldığı, İİK‘nun 193/3 maddesi nazara alınarak şikayetçi müflis şirket yönünden takibin iptali gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Şikayetçi İflas İdaresi Vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’ nin 05/07/2021 tarih ve 2020/3084 E. - 2021/1855 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02/03/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.




12. Hukuk Dairesi 2013/17738 E. , 2013/24636 K.

"İçtihat Metni"


ESAS NO : 2013/17738
KARAR NO : 2013/24636


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlulardan T.Teknoloji ve İletişim Hizmetleri AŞ şikayet ve itirazları üzerine itiraz etmeyen diğer borçlular yönünden de karar verildiği anlaşılmaktadır. Takip borçluları arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmadığı, itirazın sadece itiraz eden borçlu yönünden hukuki sonuç doğuracağı dikkate alınarak itiraz eden borçlu yönünden hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.





12. Hukuk Dairesi 2011/23891 E. , 2012/10501 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/05/2011
NUMARASI : 2011/87-2011/154

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlulardan S.B.ün itirazı üzerine itiraz etmeyen diğer borçlular, yönünden de yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Takip borçluları arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmadığı, şikayetin sadece itiraz eden borçlu yönünden hukuki sonuç doğuracağı dikkate alınarak itiraz eden borçlu yönünden hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Genel İcra Hukuku” sayfasına dön