1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

İCRA EDİLEBİLİRLİK ŞERHİ İÇEREN BELGE HER KOŞULDA İLAMLI TAKİBE KONU EDİLEMEZ

Gönderilme zamanı: 31 Oca 2024, 00:37
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ

Esas No : 2022/8495
Karar No : 2023/2210


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 17.05.2022
SAYISI : 2022/893 E., 2022/914 K.

Taraflar arasındaki şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi borçlular ile alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince gerekli istinaf harçları yatırılmadığından alacaklının istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına, borçluların istinaf başvurusunun ise kabulüne ve İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline hükmedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Yeliz Aziz tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ŞİKAYET

Borçlular şikayet dilekçelerinde; icra takibinden iş bu şikayet tarihinde haberdar olduklarını, takip konusu Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen icra edilebilirlik şerhine ilişkin kararın borçlular tarafından istinaf edildiğini ve henüz kesinleşmediğini, takip dayanağı ilamın konusu olan arabuluculuk anlaşmasının yeni bir borç ihdas etmeyip sadece borçlu şirket hakkında başka bir icra dosyasında başlatılan kambiyo takibine devam etme yetkisi verdiğini, bu nedenle yeni bir takip başlatılmasının usulsüz olduğunu, kambiyo takibinde şikayetçilerden Yusuf Tiren taraf olmamasına rağmen onun hakkında iş bu ilamlı icra takibinin başlatılmasının usulsüz olduğunu, kambiyo takibi derdest olduğundan ilamlı icra takibinin mükerrer olduğunu, faizin takip tarihinden itibaren işletilmesi gerekirken takip öncesine ilişkin de faiz istenmesinin hatalı olduğunu, arabuluculuk sözleşmesinde üç alacaklı olmasına rağmen takibin sadece biri tarafından başlatılması nedeniyle taraf ehliyetine aykırılık bulunduğunu, anlaşmanın 2-a maddesi gereğince borçlu tarafından 1.000.000,00 TL ödenmesine rağmen bu ödeminin karşılığı olan makinenin borçluya iade edilmemesi nedeniyle söz konusu tutarın borçtan mahsubu gerektiğini, icra emrinde borcun sebebinin yazmadığını ve anlaşma belgesinin infazda tereddüt oluşturması nedeniyle takibe konu edilemeyeceğini ileri sürerek, Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2021/40.30 E. sayılı icra takibinin iptalini aksi halde icra emrinin tümden yada 1.000.000,00 TL ve faizleri yönünden iptalini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; usulsüz tebligat şikayetinin yasal 7 günlük sürede olmadığını, borçluların arabuluculuk anlaşmasına riayet etmediğini, arabuluculuk anlaşmasında alacak kalemlerinin belirlendiğini ve borçlular tarafından anlaşma kapsamında ödeme yapılmadığı takdirde alacaklıya isterse derdest kambiyo takibi üzerinden, isterse de yeni bir ilamlı takip üzerinden işlemlere devam etme imkanı verildiğini ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla alacaklının her iki takip ile de alacağa kavuşmasında yasal bir engel olmadığını ileri sürerek, şikayetin öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; 6325 sayılı Kanunun 18. maddesi gereğince arabuluculuk anlaşma belgesinin icra edilebilirlik şerhi de bulunduğundan ilam niteliğinde belgelerden olduğu, bu belge ile daha önceden başlatılan kambiyo takibine devam edilmesi mümkün olmayıp yeni bir takip başlatılmasının doğru olduğu, bu suretle iş bu ilamlı icra takibinin mükerrer olmadığı belirtildikten sonra takip konusu arabuluculuk sözleşmesi ile alacak kalemlerinin belirlendiği ve anlaşma kapsamında ödeme yapılmadığı, bu nedenle de faiz başlangıcının takip tarihinden önce olmasında bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçeleri ile şikayetin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlular ve şikayet edilen alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

Şikayetçi borçlular istinaf dilekçelerinde; şikayet dilekçelerinde ileri sürdükleri hususları tekrar etmek suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir.

Şikayet edilen alacaklı süre tutum dilekçesi sunmakla birlikte, istinaf ndenlerini bildirir gerekçeli istinaf dilekçesi sunmamıştır.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyuşmazlık konusu, 4667 sayılı Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 23. maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanununa eklenen 35/A maddesi gereğince düzenlenen uzlaşma tutanağı olarak nitelendirildikten sonra, takip konusu belgenin karşılıklı edimler içermesi nedeniyle İİK'nın 38. maddesi anlamında ilam niteliğinde belge olmadığı, bu suretle icra edilebilirlik şerhi verilmesinin de sonucu değiştirmeyeceği gerekçesi ile, borçluların istinaf başvurusunun kabulüne ve İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline hükmedilmiş, alacaklının istinaf başvurusu yönünden ise gerekli istinaf harçları yatırılmadığından bahisle istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet edilen alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Şikayet edilen alacaklı temyiz dilekçesinde; takip konusu Sulh Hukuk Mahkemesince verilen icra edilebilirlik şerhi hakkındaki karara karşı şikayetçi borçlular tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince reddi ile kararın kesinleştiğini, takip konusu arabuluculuk anlaşmasının şarta bağlı olmadığını, bilakis söz konusu anlaşmada kambiyo takibinde taraf olmayan kişilerin de bulunmasının kambiyo takibine ilişkin borçla irtibatı kesen bir husus olup yeni bir borçlandırıcı işlem olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.9.2021 tarih ve 2021/1901 E. - 2021/2151 K. sayılı, arabuluculukta icra edilebilirlik şerhine ilişkin ilamına dayalı ilamlı icra takibinde şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

İİK md. 38., 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu md. 18., 1136 sayılı Avukatlık Kanunu md. 35/A,

3. Değerlendirme

Alacaklının, ilamlı icra takibi yapabilmesi için, elinde bir mahkeme ilamı veya kanunların mahkeme ilamı niteliğinde saydığı bir belgenin bulunması gerekir.

İlamdan başka açık kanun hükümleriyle bazı belgeler ilam niteliğinde kabul edilmiştir. İlam niteliğindeki bu belgeler, İİK'nın 38. maddesinde veya özel kanunlarda belirtilmiştir. Gerek İİK'da belirtilsin gerekse de özel kanunlarda belirtilsin, ilam niteliğinde olan bu belgeler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir.



Özel kanunlarda belirtilen ilam niteliğinde belgelerden biri de 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/2. maddesi gereğince icra edilebilirlik şerhi içeren anlaşma belgesidir. Bir başka deyişle söz konusu belgenin ilam niteliğinde belge sayılmasının koşulu icra edilebilirlik şerhi verilmesidir. Pek tabidir ki; bu durum bahsi geçen şerhi içeren belgenin her koşulda ilamlı takibe konu edileceği anlamına gelmez. Bir başka ifadeyle, ilamlı takibe konu edilmesi halinde yapılacak şikayet üzerine takibin iptaline karar verilemeyeceği sonucuna varılamaz. Zira her mahkeme ilamı da ilamlı takibe konu edilememektedir. Örneğin; eda hükmü içermemesi halinde mahkeme ilamı da ilamlı icra takibine konu edilemez.



Öte yandan; HMK'nın 33. maddesi gereğince hukuki tavsif hakime aittir. Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların tavsifleri ile bağlı değildir. Kanunları resen tatbik ederek, iddia ve müdafaadaki neticei talepleri karara bağlamakla mükelleftir (04.06.1958 ve 15/6 sayılı İBK).



Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında; takip dayanağının, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 35/A maddesinde düzenlenen "uzlaşma tutanağı" niteliğinde olduğu değerlendirilerek, tutanağın karşılıklı edimler yüklediği ve şarta bağlı düzenlenmeler içerdiği gerekçesiyle İİK'nın 38. maddesi kapsamında belge olmadığından bahisle takibin iptali gerektiği sonucuna varılmış ise de, somut uyuşmazlıkta, takip konusu yapılan Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.9.2021 tarih ve 2021/1901 E. - 2021/2151 K. sayılı kararının, 08.02.2019 tarihli arabuluculuk anlaşmasının, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/3. maddesinde belirtildiği üzere arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olduğundan bahisle, arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhi verilmesine ilişkin olduğu görülmüştür. Buna göre Avukatlık Kanunu'nun 35/A maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulama yeri yoktur.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamında incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, takip dayanağı ilamın konusu olan belgenin yanılgılı nitelendirilmesi ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 17.5.2022 tarih ve 2022/893 E. - 2022/914 K. sayılı kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.