HİSSE SENEDİ VE İŞTİRAK HİSSESİ KAVRAMLARI İLE BUNLARIN DEVİRLERİNDE KDV İSTİSNASI UYGULAMASI
Gönderilme zamanı: 06 Ağu 2024, 22:19
HİSSE SENEDİ VE İŞTİRAK HİSSESİ KAVRAMLARI
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nda ne “iştirak hisseleri” ve ne de “hisse senedi” kavramlarının bir tanımı bulunmamaktadır. Ancak 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “iştirak kazancı” istisnasını düzenleyen 5/1-e bendine ilişkin olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca yapılan tanımın uygulanmaması için bir neden de bulunmamaktadır. “Hisse senedi”, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olan bir menkul kıymet olup, bir anonim şirkete veya eshamlı komandit şirkete ortak olunması durumunda şirket sermayesinin belirli bir bölümüne karşılık gelen ve sahibine kar payı alma, rüçhan hakkı, oy kullanma, yönetime katılma, tasfiyeden pay alma, bilgi alma gibi ortaklık haklarından yararlanma imkânı veren kıymetli evraktır.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-g maddesinde “hisse senedi” ile ilgili özel bir hüküm yer almakta, 17/4-r maddesinde ise “iştirak hisseleri” ile ilgili genel bir hüküm bulunmaktadır. Esasında, iştirak hisseleri, hisse senetlerini de kapsayan genel bir kavramdır. Ancak özel bir hükümle hisse senetlerinin teslimi KDV’den müstesna olduğu yasada belirtilmiştir. Bu duruma göre, hisse senetleri dışındaki iştirak hisselerinin (örneğin; limited şirketlere ait ortaklık payı, eshamlı komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları, iş ortaklıkları, adi ortaklıklara ait ortaklık payları, anonim şirketlerin hisse senedi ya da ilmühabere bağlanmamış ortaklık paylarının) 2 yıl içinde elden çıkartılması KDV’ye tabi bulunmakta, hisse senetlerinin elden çıkartılması ise elde tutulma süresine bakılmaksızın KDV’den müstesna tutulmaktadır.
Hazine ve Maliye Bakanlığı muhasebe uygulama tebliğinde ‘Hisse senetleri ile iştirakler aynı’ demektedir. Muhasebe işlemlerinde uyulması gereken esasları ve defterlere yapılacak kayıtları da tanımlayan ve Bakanlık tarafından yayımlanan “1 Sıra No. lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği”nin ilgili bölümünde; “242 İştirakler Hesabı: İşletmelerin doğrudan veya dolaylı olarak diğer şirketlerin yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılmak üzere edindiği, hisse senetleri veya ortaklık paylarının izlendiği hesaptır. 242 İştirakler Hesabının İşleyişi: İştirak için sermaye taahhüdünde bulunulduğunda veya hisse senedi edinildiğinde, hesaba borç kaydedilirken, elden çıkarmalarda alacak kaydedilir.” denmektedir. Görüldüğü gibi ilgili Kanunlar, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın genel tebliğleri ve özelgeleri hisse senedi teslimi olayını (süre sınırlaması olmadan) KDV’den istisna etmiştir. Yani hisse senedi başka iştirak başka değildir ve iştirak kavramı ve hisse senedi iki ayrı olay değildir. Yani iştirak kavramının içinde hisse senedi de vardır.
Öte yandan, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 1 Seri No. lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’ne göre; “iştirak hissesi” deyimi, “hisse senetleri” ve “ortaklık paylarını” ifade etmektedir. Başka bir anlatımla, iştirak hissesi kavramı, hisse senetlerini de içeren bir üst kavram niteliğindedir.
Hisse senedinin KDV’den müstesna tutulması, KDV Kanunu ilk çıktığından bu yana 17/4-g maddesine göre uygulanmaktadır. Hisse senedi dışındaki ortaklık paylarını da kapsayan “iştirak hisseleri” ise KDV Kanununa 17/4-r maddesi olarak sonradan eklenmiştir. Bu iki düzenlemeye ayrı ayrı baktığımızda; iştirakleri ifade eden hisse senetlerinin elden çıkartılması, kayıtsız şartsız KDV’den müstesna bulunmaktadır. Hisse senedi ile temsil edilmeyen iştiraklerle ilgili (r) bendinde ise “kurumun aktifinde en az iki tam yıl bulundurma süresi” gerçekleşmeyen yani koşulların sağlanamadığı elden çıkarma olaylarında KDV uygulanmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığının konuyla ilgili bir özelgesinde; “İki yıldan daha az süre aktifte bulundurulan başka bir anonim şirkete ait hisse senetlerinin teslimi şeklinde gerçekleşen işlemler KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesi uyarınca, KDV’den müstesnadır” şeklindeki açıklaması da iki yıldan daha az aktifte bulundurulan iştirak hissesini temsil eden hisse senetlerinin KDV’den müstesna olacağını net olarak belirtmektedir.[3]
Sonuç olarak belirtmek gerekirse; KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesinde, hisse senedi teslimleri hiçbir ön şart ve koşul aranmaksızın, KDV’den müstesna tutulmuştur. Hisse senedinin edinme şekli, elde tutulma süresi ve edinme amacı dikkate alınmamış, sadece ortaklık payının hisse senedi ile temsil edilmesi yeterli sayılmıştır.[4]Bu çerçevede, iştirak edilen anonim şirkete ait hisse senetlerinin devri suretiyle yapılan iştirak hissesi satışları, KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesine göre KDV’den istisnadır. Hisse senedi ile temsil edilmeyen iştirak hissesi devir ve satışları ise Kanunun 17/4-g maddesinde düzenlenen istisna kapsamına girmemektedir. Ortaklık paylarını göstermek üzere hisse senedi bastırılmasının bir avantajı da elde bulundurma süresine bakılmaksızın uygulanan KDV istisnasıdır.
Bilindiği gibi anonim şirketler ile hisseli komandit şirketlerin komanditerlere ait ortaklık payları “hisse senedi” ile hisse senedi çıkarma hakkı bulunmayan şirketler (limited şirket, kollektif şirket, adi komandit şirket) ile adi ortaklık, iş ortaklığı ve kooperatiflere ait paylar ise “ortaklık payı, iştirak payı veya iştirak hissesi” deyimi ile ifade edilmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e bendinde yer alan “iştirak hisseleri” deyimini, menkul değerler portföyüne dahil hisse senetleri ile ortaklık paylarını ifade ettiği şeklinde açıklamıştır. 5520 sayılı Kanunun açıklanması ile ilgili olarak yayımlanan 1 No. lu KVK Genel Tebliğinde ve yürürlükten kaldırılan 5422 sayılı KVK’nın uygulaması ile ilgili olarak yayımlanan 49 No. lu KVK Genel Tebliğinde iştirak hissesi deyiminin;
Anonim şirketlerin ortaklık payları veya hisse senetlerini (Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım ortaklıkları hisse senetleri dahil),
Limited şirketlere ait iştirak paylarını,
Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık paylarını,
İş ortaklıkları ile adi ortaklıklara ait ortaklık paylarını,
Kooperatiflere ait ortaklık paylarını,
ifade ettiği belirtilmiştir. Anonim şirketlerde;
Hisse senedi bastırılması veya geçici ilmühaber çıkarılması konusunda yönetim kurulu kararı alınması,
Nama veya hamiline yazılı hisse senetlerinin matbaada bastırılması veya geçici ilmühaber hazırlanması,
Bastırılan veya hazırlanan geçici ilmühaberlerin ortaklara imza karşılığı teslim edilmesi,
Teslim edilen pay senetlerinin pay defterine işlenmesi,
gerekmektedir.
Kurumlar vergisinde; iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları satış kazancına uygulanan istisnanın kapsamı; kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75'lik kısmına istisna uygulanabilir. Satıştan doğan kazancın kalan kısmı (%25'lik diğer kısmı) ise vergilendirilir. İstisnadan yararlanacak olan kazanç tutarı, satışın yapıldığı dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle istisnadan yararlanılabilir. Anılan istisnadan geçici vergi dönemleri itibarıyla da yararlanılması mümkündür. Hamiline yazılı pay senetlerinin devri sadece teslim ile (zilyetliğin devriyle) nama yazılı pay senetleri ya da ilmühaberin devri ciro ve teslim ile mümkündür. Devir sözleşmesinin yapılması mümkün olup, noter huzurunda veya genel kurulda onaylanma ve tescil mecburiyeti bulunmamaktadır.
Limited şirketlerde;
Pay devrinde alıcı ve satıcı arasında noter onaylı sözleşme yapılması,
Devir için genel kurul onayının bulunması,
Pay devir işleminin ticaret siciline tescil edilmesi,
gerekmektedir. Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, pay senedinin teslimiyle devir (zilyetliğin devriyle) gerçekleşmektedir. Nama yazılı pay senetlerinin devir işlemlerinde;
Pay devrine ilişkin sözleşme düzenlenebilir, noter onayı gerekmez.
Pay senetlerini devir eden ile devir alan şirket yönetim kuruluna yazılı bildirimde bulunmalıdır.
Pay devrine ilişkin yönetim kurulu tarafından onay için karar alınmalıdır.
Ortaklar pay defterine kayıt yapılmalıdır.
Yevmiye defteri sermaye hesabında isim değişikliği kaydı yapılmalıdır.
Bedelin banka yoluyla satıcıya ödenmesi gerekmektedir.
Payı devreden tüzel kişi ise mutlaka fatura düzenlenmelidir.
Günümüz ekonomik koşullarında sermaye şirketlerinin hisseleri mevcut hissedarları, aile üyeleri veya diğer kişi ve kuruluşlara devredilebilmektedir. Hisse senedi devir işleminde fatura tanzim edilmesi gerekmektedir.
HİSSE SENEDİ VE İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞININ KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU KARŞISINDAKİ DURUMU
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, zirai, sınai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabi bulunmaktadır. Katma Değer Vergisi Kanununda yer alan düzenlemeye göre; döviz, para, damga pulu, değerli kağıtlar, hisse senedi, tahvil teslimleri katma değer vergisinden istisna edilmiştir. KDV Kanunu’nun 17 nci maddesinin “Diğer İstisnalar” başlıklı 4/g bendinde yer alan hükme göre; “Külçe altın ve külçe gümüş teslimleri ile kıymetli taşların (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci) 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre Türkiye’de kurulu borsalarda işlem görmek üzere ithali, borsaya teslimi ve borsa üyeleri arasında el değiştirmesi, döviz, para, damga pulu, değerli kâğıtlar, hisse senedi, tahvil (elde edilen faiz gelirleri ile sınırlı olmak üzere tahvil satın almak suretiyle verilen finansman hizmetleri dâhil),varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikaları, Türkiye’de kurulu borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçları ile metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıkları ile konfeksiyon kırpıntılarının teslimi” KDV’den istisna edilmiştir. 1 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde (g) bendinde hisse senetlerinin teslimine ilişkin KDV istisnası konusunda yapılan açıklamalara göre; fıkranın (g) bendi ile külçe altın, döviz, para, damga pulu, hisse senedi ve tahvil işlemleri vergiden istisna edilmiştir. Öte yandan hisse senedi ve tahvil teslimleri yanında, aynı mahiyette olan kâr ortaklığı belgesi, gelir ortaklığı belgesi gibi faiz veya temettü getiren kıymetli evrak teslimlerinin de vergiden müstesna olduğu belirtilmiştir.
1 seri no. lu KDV Genel Tebliğinde (g) bendinde hisse senetlerinin teslimine ilişkin KDV istisnası konusundaki açıklamalar aynen şöyledir; “Fıkranın (g) bendi ile külçe altın, döviz, para, damga pulu, hisse senedi ve tahvil İşlemleri vergiden istisna edilmiştir. Bende göre, sadece külçe altın teslimleri vergiden müstesnadır. Her ne şekilde olursa olsun işlenmiş altın (yüzük, bilezik, kolye, Cumhuriyet altını, Reşat altını vs.) vergiye tabi olacaktır. Para ve para mahiyetinde birer ödeme aracı olan çek, bono, poliçe gibi kambiyo senetlerinin teslimi de vergiye tabi olmayacaktır. Öte yandan hisse senedi ve tahvil teslimleri yanında, aynı mahiyette olan kâr ortaklığı belgesi, gelir ortaklığı belgesi gibi faiz veya temettü getiren kıymetli evrak teslimlerinin de vergiden müstesna olduğu açıktır." Buna göre, KDV Kanununun 17/4-g maddesi ile vergiden istisna edilen hisse senedi ve tahvillerin yanısıra, varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikaları, Türkiye’de kurulu borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçları ile aynı mahiyette olan kar ortaklığı belgesi, gelir ortaklığı belgesi gibi faiz veya temettü getiren kıymetli evrakların ithalinde KDV uygulanmayacaktır.
Hazine ve Maliye Bakanlığının 27.11.2006 tarih ve 093508 sayılı özelgesinde; bir şirket tarafından başka bir anonim şirketin hisselerine ilişkin hisse senetlerinin satılması Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre teslim sayıldığından ve bunların satın alan işletme tarafından aktife kaydedilmesi gerektiğinden, bunlar için borçlanılan bedelin satışı yapan tarafından düzenlenecek bir fatura ile belgelendirilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmiştir. Katma Değer Vergisi Kanununun ilk maddesinde ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu belirtilmiştir. Hisse senedi teslimlerinin KDV karşısındaki durumu hakkında Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4’ncü maddesinin (g) alt bendinde bazı kıymetli madenler ile “döviz, para, damga pulu, değerli kağıtlar, hisse senedi” teslimleri katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Esasen, Kanunda sözü edilen teslimlerden maksat KDV’nin konusuna giren diğer bir anlatımla ticari ve zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyeti kapsamındaki teslimler ile ithalat işlemleridir. Gerçek kişilerin ticari amaç taşımayan hisse senedi alım- satımları ise KDV’nin konusuna girmediğinden hiçbir süreye bağlı olmaksızın katma değer vergisine tabi değildir.
Öte yandan KDV Kanunu’nun 17/4’ncü maddesinin (r) bendindeki düzenleme 5520 sayılı KVK’nın 5/1’nci maddesinin (e ) fıkrasında yer alan kurumlar vergisi istisnasından bağımsız olarak kaleme alınmıştır. 1.1.2005 tarihinden önceki uygulamada iştirak hisselerinin satışından sermayeye ilave edilecek kazanç doğması halinde katma değer vergisi istisnası uygulanırken yeni uygulamada kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisselerinin satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) katma değer vergisinden istisna edilmiştir. KDV istisnasının uygulanması yönünden satış bedelinin tahsil edilip edilmediğinin veya satıştan kazanç elde edilip edilmediğinin ya da satıştan elde edilen kazancın sermayeye ilave edilip edilmediğinin veya özel fon hesabına kaydedilip edilmediğinin bir önemi yoktur.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, satışı yapılacak olan şirket hisselerinin, hisse senedine bağlı bir hak olması veya aynı mahiyette olan kar ortaklığı belgesi, gelir ortaklığı belgesi gibi faiz temettü getiren kıymetli evrak niteliği taşıması halinde, bu hisselerin teslimi KDV Kanununun 17/4-g maddesi kapsamında KDV'den istisna olacaktır. Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-g maddesinde "...döviz, para, damga pulu, değerli kağıtlar, hisse senedi, tahvil..." teslimleri katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Bu çerçevede, örneğin bir şirketin sahip olduğu (X) A.Ş.'ye ait hisse senetlerini (Y) şirketine devir ve teslimi KDV Kanununun 17/4-g maddesi kapsamında katma değer vergisinden istisnadır.
Kurumların aktifine kayıtlı iştirak hisseleri teslimlerine ilişkin katma değer vergisi istisnasını düzenleyen KDV Kanunu’na 1987 yılında eklenen geçici 6’ncı (daha sonra 10’ncu) madde hükmü de 01.01.2005 tarihinden geçerli olmak üzere KVK’nun daki düzenlemeye paralel olarak KDV Kanunu’nun 17/4. maddesinin (r) bendine kalıcı istisna olarak aktarılmıştır. Bent hükmüne göre; “Kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile gayrimenkullerinin satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimleri,...” katma değer vergisinden müstesnadır. Hisse senetleri (kurucu senetleri ve intifa senetleri de bu mahiyettedir) dışında kalan iştirak payı veya ortaklık payı olarak ifade edilen limited şirketlere, adi ortaklıklara, iş ortaklıklarına, hisseli komandit şirketlerin komanditer ortakları ile koopeartiflere ait payların katma değer vergisinden istisna edilebilmesi için bunların işletmenin aktifinde en az iki tam yıl bulundurulması gerekmektedir. Anonim şirketlere ait hisse senetlerinden meydana gelen ve işletmenin duran varlıklar sınıfında “bağlı menkul kıymetler, iştirakler veya bağlı ortaklıklar” hesaplarında gösterilen varlıklar hisse senedinin muhasebeki sınıflandırılmasını ifade etmekte olup, hisse senedi olarak satışa konu edildiklerinden ve menkul kıymet (kıymetli evrak) niteliğinde olduklarından bunların satışı hiçbir süreye tabi olmaksızın katma değer vergisinden istisna edilmiştir.
Görüleceği üzere, 1 seri no. lu KDV Genel Tebliğinde hisse senedi teslimlerinin KDV’nden istisna edilmesinde hisse senedinin bilançoda hangi hesapta gösterildiğinin (bağlı menkul kıymetler, iştirakler veya bağlı ortaklıklar hesabı) üzerinde durulmamıştır. Vergi İdaresi yaptığı açıklamada kanunun lafzına sıkı sıkıya bağlı kalmayıp, hisse senedi ve tahvil teslimleri yanında aynı mahiyette olan kar ortaklığı, gelir ortaklığı belgesi gibi faiz veya temettü getiren kıymetli evrak teslimlerinin de katma değer vergisinden müstesna olduğunu belirtmek ihtiyacı duymuştur. Eğer Kanunun lafzına sıkı sıkıya bağlı kalınmış olsaydı kar ortaklığı ve gelir ortaklığı teslimlerinin de KDV’ne tabi tutulması gerekirdi. İştirak hissesi teslimlerinin KDV’den istisna tutulması konusunda Vergi İdaresi bugüne kadar tebliğ bazında bir açıklama yapılmamış olmasının da söz konusu tereddütlerin ortaya çıkmasına neden olduğunu kabul etmek gerekir. Hisse senetlerinin teslimleri her halükarda KDV Kanunu’nun 17/4. maddesinin (g) bendi uyarınca katma değer vergisinden istisna edildiği için (r) bendinde sözü edilen istisna diğer iştirak hisseleriyle ilgilidir. Daha açık bir anlatımla, anonim şirketlere ait hisse senetlerinden veya hisse senedi yerine çıkarılan geçici ilmuhaberler ister bilançoda duran varlıklar sınıfında ister dönen varlıklar sınıfında kayıtlı olsun hiçbir süreye bağlı olmaksızın KDV Kanunu’nun 17/4 ncü maddesinin (g) alt bendine göre katma değer vergisinden müstesnadır.
Hisse senetleri “menkul kıymet” sayıldığı halde “iştirak hisseleri” menkul kıymet değildir. İştirak hisselerinin tedavülü zor ve devri birtakım şekil şartlarına bağlanmıştır. Hisse senetleri iktisadi hayatta kolaylıkla tedavül edebildiği için tercih nedenidir. Dolayısıyla hisse senetlerini de iştirak hissesi deyimine dahil eden söz konusu KVK Genel Tebliğlerindeki açıklama, kurumlar vergisi istisnası yönünden doğru olmakla birlikte, bu açıklamanın KDV istisnası yönünden de geçerli sayılma çabası doğru değildir. Vergi İdaresi de söz konusu açıklamayı kurumlar vergisi istisnasının uygulaması amacıyla yapmış olup, KDV istisnası yönünden böyle bir açıklamaya yer vermemiştir. Söz konusu tebliğlerde tanımlanan iştirak hissesi deyimine “hisse senetleri” dahil edilmemiş olsaydı, bu defa kurumların aktiflerinde yer alan anonim şirketlere ait hisse senetlerinden meydana gelen “bağlı menkul kıymetler, iştirakler veya bağlı ortaklık” satışlarından elde edilen kazançlar kurumlar vergisi istisnasından yararlandırılmasında tereddüt yaşanacaktı. Konunun bu kadar karmaşık hale gelmesinin nedeni KVK’nunda hisse senedi satışlarından elde edilen kazançlara ilişkin özel bir istisna hükmü yer almadığı halde, KDV Kanununda hisse senedi satışları için ayrı, iştirak hissesi satışları için ayrı bentlerde istisna hükümlerine yer verilmiş ve iştirak hissesinin tanımının Kanunda yapılmamış olunmasıdır.
Yine yabancı bir ülke mukimi şirketin bir yıldan fazla süreyle sahibi bulunduğu Türkiye'de tam mükellef anonim şirkete ait hisse senetlerini Türkiye'deki firmalara satması durumunda; Türkiye'de işyeri ve daimi temsilcisi bulunmayan yabancı ülkede yerleşik bir şirketin sahip olduğu tam mükellef anonim şirkete ait hisse senetlerini yine Türkiye'deki firmalara satışı KDV Kanununun 17/4-g maddesi kapsamında KDV den istisna olacaktır. Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 17/4-g maddesinde yer alan "hisse senedi" teslimlerine yönelik istisnanın, borsada işlem gören hisse senetleri ile sınırlı olup olmadığı, borsada işlem görmeyen hisse senetlerinin satışında da istisna uygulanıp uygulanmayacağı konusu da uygulamada tereddüt edilen bir konudur. Dolayısıyla, hisse senetlerinin borsada işlem görüp görmemesinin istisna uygulamasına bir etkisi bulunmamaktadır.
İcra müdürlüğü tarafından satışı yapılacak olan bir şirket bünyesindeki hisse senedi satışının KDV muafiyetinin olup olmadığı hususunda Vergi İdaresi tarafından verilen görüşe göre; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun; 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu; 17/4-g maddesinde, külçe altın ve külçe gümüş teslimleri ile kıymetli taşların (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci) 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre Türkiye'de kurulu borsalarda işlem görmek üzere ithali, borsaya teslimi ve borsa üyeleri arasında el değiştirmesi, döviz, para, damga pulu, değerli kâğıtlar, hisse senedi, tahvil (elde edilen faiz gelirleri ile sınırlı olmak üzere tahvil satın almak suretiyle verilen finansman hizmetleri dâhil), varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikaları, Türkiye'de kurulu borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçları ile metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıklarının teslimlerinin KDV'den istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.
Konu ile ilgili olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II-F/4.7.1. Değerli Maden, Değerli Kağıt, Para, Döviz, Menkul Kıymet Teslimleri) başlıklı bölümünde; "…Külçe altın, külçe gümüş, döviz, para teslimleri KDV'den istisna olup, hisse senedi ve tahvil (elde edilen faiz gelirleri ile sınırlı olmak üzere tahvil satın almak suretiyle verilen finansman hizmetleri dâhil) teslimleri yanında, aynı mahiyette olan kâr ortaklığı belgesi, gelir ortaklığı belgesi gibi faiz veya temettü getiren kıymetli evrak teslimleri de vergiden müstesnadır…" açıklamalarına yer verilmiştir. Buna göre, icra müdürlüğü tarafından satışı yapılacak olan adı geçen şirket hisselerinin, hisse senedine bağlı bir hak olması veya aynı mahiyette olan kar ortaklığı belgesi, gelir ortaklığı belgesi gibi faiz temettü getiren kıymetli evrak niteliği taşıması halinde, bu hisselerin teslimi KDV Kanununun 17/4-g maddesi kapsamında KDV'den istisna olacaktır.[7]Özetle Vergi İdaresi istisna uygulanan işlemlerde dahi “hisse senedi” veya “iştirak hissesi” satışı nedeniyle fatura düzenlenmesi gerektiği yolunda görüş vermektedir.
Limited Şirket İştirak Payları ile Diğer Ortaklık Payları Satışının KDV Karşısındaki Durumu
İşletmelerin aktifine kayıtlı limited şirket ve diğer ortaklıklara ait iştirak paylarının tesliminin katma değer vergisinden istisna olup olmadığı konusunda da tereddütler vardır. KDV Kanununun 17/4. maddenin (g) bendindeki “hisse senedi” ibaresinin limited şirketlerle diğer ortaklıklara ait ortaklık paylarını kapsamadığı açıktır. Hisse senedi münhasıran anonim şirketler ile hisseli komandit şirketlerin komanditer ortaklarının şirketteki payını gösteren menkul kıymetlerdir. Diğer ticaret şirketlerine ilişkin ortaklık payları hisse senedi niteliğinde değildir. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca verilen bir özelgede şirket aktifinde iki tam yıl kalmayan limited şirketteki ortaklık payının (İştirak payının) tesliminin KDV’ne tabi olduğu şeklindedir. Hisse senedi ile temsil edilmeyen iştirak hissesi devir ve satışları Kanunun 17/4-g maddesinde düzenlenen istisna kapsamına girmemektedir. Ancak, söz konusu iştirak hissesi devir ve satışları gerekli şartları taşıması halinde Kanunun 17/4-r maddesi kapsamına girebilmektedir. İştirak hissesi satışları, hisse senedi ile temsil edilsin edilmesin, kurumların aktifine kayıtlı süreye bakılmaksızın, KDV’nin dışında tutulmalıdır. İştirak hisseleri sermayeyi temsil etmekte olup, bir mal ve hizmet alım-satımı olarak değerlendirilmelidir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, adi ortaklıklarda ortaklardan bir veya birkaçının ortaklıktaki hissesini başka kişilere devretmeleri durumunda, söz konusu devir işlemi ortaklığı sona erdirmiyorsa devir işleminin KDV’ye tabi olmadığını, ortaklığı sona erdiren devirlerin ise KDV’ye tabi olduğu görüşündedir. İş ortaklıklarına ilişkin ortaklık paylarının devirlerinde de aynı esas geçerli olmalıdır. Ancak, hisse senedi ile temsil edilmeyen şirket ve ortaklık paylarının iki tam yıl işletme aktifinde bulundurulmadan elden çıkarılması halinde bu işlem KDV’ne tabi tutulmalıdır. Bu çerçevede, iştirak edilen anonim şirkete ait hisse senetlerinin devri suretiyle yapılan iştirak hissesi satışları, KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesine göre KDV’den istisnadır. Hisse senedi ile temsil edilmeyen iştirak hissesi devir ve satışları ise Kanunun 17/4-g maddesinde düzenlenen istisna kapsamına girmemektedir. Ortaklık paylarını göstermek üzere hisse senedi bastırılmasının bir avantajı da elde bulundurma süresine bakılmaksızın uygulanan KDV istisnasıdır.
SONUÇ
Anonim ve limited şirketlerde hisse devri konusu, hem hukuki hem de vergilendirme yönüyle, ortaklar açısından son derece önemli hususlar olup devir işlemlerinde, gerek Türk Ticaret Kanunu gerekse vergi kanunlarında belirlenen yükümlülüklerin bilinmesi ve takip edilmesi gerekmektedir. Konu hakkında kurumlar vergisi, katma değer vergisi kanunlarında mevcut istisnaların bilinmesi ile vergi usul gereğince düzenlenmesi gereken belge hakkında vergi idaresinin görüşlerine göre hareket edilmesi gerekmektedir. Hisse senetleri, anonim ve hisseli komandit şirketler tarafından çıkarılan ve ortaklarına genel kurula katılma, oy kullanma ve kardan temettü alma hakkı veren bir menkul kıymetlerdir. Türk Ticaret Kanununa göre, hisse senetleri yerine geçici ilmühaber çıkartılabilmekte olup geçici ilmühaberler de menkul kıymet niteliğinde olup, nama veya hamiline yazılı olarak çıkartılabilmektedir.
Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre, hisse senedi satış işlemi katma değer vergisine tabi değildir. Kanuni düzenleme incelendiğinde de fark edileceği gibi, KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesinde, “hisse senedi” satışlarının, katma değer vergisinden müstesna olduğu açıkça belirtilmektedir. Geçici ilmühaber ile yapılan satışlar da hisse senedi olarak kabul ediliyor. İştirak hissesinin satışında ise anonim ya da limited şirketlerin, eshamlı (sermayesi paylara bölünmüş) şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları, iş ortaklıkları ya da adi ortaklıklara iştiraki olması fark etmemektedir. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (17/4-r) maddesi uyarınca ise, kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisselerinin satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler katma değer vergisinden istisna tutulmuştur. İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları iştirak hisselerinin teslimleri istisna kapsamı dışındadır. İştirak hisselerinin (ortaklık payı) satışında istisna uygulanabilmesi için satışa konu iştirak hisselerinin kurumların aktiflerinde asgari iki tam yıl (730 gün) kayıtlı bulunmuş olması gerekmektedir. KDV Kanununun 17/4-r maddesine göre, iştirak edilen anonim şirketin, hisse senedi ya da ilmühaberi bastırılmamışsa, edinme tarihinden itibaren iki yıl içinde satılan hisse %18 katma değer vergisine tabi bulunmaktadır. Limited şirket ya da başka bir şirkete ait iştirakin, edinme tarihinden itibaren iki yıl içinde elden çıkartılması yine %18 katma değer vergisine tabi bulunmaktadır. Ayrıca, bir şirket tarafından başka bir anonim şirketin hisselerine ilişkin hisse senetlerinin satılması Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre teslim sayıldığından ve bunların satın alan işletme tarafından aktife kaydedilmesi gerektiğinden, bunlar için borçlanılan bedelin satışı yapan tarafından düzenlenecek bir fatura ile belgelendirilmesi gerekmektedir.
GVK’nın mükerrer 80 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde yer alan hükme göre; ivazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar değer artışı kazancıdır. Hisse senedi bastırılmamışsa; vergilendirme sırasında, iktisap bedeli, hisselerin elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere, Türkiye İstatistik Kurumu’nca belirlenen ÜFE endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. Endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması gerekir. Hisse senedi bastırılmışsa; iki yıldan fazla süre ile elde tutulan hisse senetlerinin, elden çıkartılmasından doğan kazanç, tutarı ne olursa olsun, gelir vergisine tabi değildir. İlmühaber bastırılmışsa; geçici İlmühaberler de hisse senedi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, ilmühaberlerin elden çıkartılması da hisse senetlerinin elden çıkartılması gibi değerlendirilir. Hisse senedi bastırmamış olmanın doğuracağı bu sonuçtan “Geçici ilmühaber” çıkartılmak ve elden çıkarma işlemini bu ilmühaberlere dayanarak gerçekleştirmek suretiyle vergi avantajından yararlanmak da mümkündür.