5. Hukuk Dairesi 2017/4116 E. , 2018/9739 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
5. Hukuk Dairesi 2017/4116 E. , 2018/9739 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
HUMK'nun 433/2.maddesi uyarınca katılma yoluyla temyiz süresi 10 gün olup, yasal süreler geçtikten sonra verilen davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek; ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Arazi niteliğindeki ... mahallesi 592 (yeni 1306) parsel sayılı taşınmazın zemin değerini belirleyen rapor bu yönden hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-Arazi niteliğindeki taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine göre bulunan bedeline, özellikleri ve mevcut durumu dikkate alındığında % 200 objektif değer arttırıcı unsur eklenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti,
3-Tapu kaydındaki takyidatların bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi,
4-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 26.08.2014 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiği halde faize hükmedilmemesi,
5-Davanın niteliği gereği kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 21/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
HUMK'nun 433/2.maddesi uyarınca katılma yoluyla temyiz süresi 10 gün olup, yasal süreler geçtikten sonra verilen davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek; ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Arazi niteliğindeki ... mahallesi 592 (yeni 1306) parsel sayılı taşınmazın zemin değerini belirleyen rapor bu yönden hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-Arazi niteliğindeki taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine göre bulunan bedeline, özellikleri ve mevcut durumu dikkate alındığında % 200 objektif değer arttırıcı unsur eklenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti,
3-Tapu kaydındaki takyidatların bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi,
4-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 26.08.2014 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiği halde faize hükmedilmemesi,
5-Davanın niteliği gereği kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 21/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.