1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

5. Hukuk Dairesi 2017/30694 E. , 2018/5112 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
5. Hukuk Dairesi 2017/30694 E. , 2018/5112 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
K A R A R -
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Arazi niteliğindeki ... Köyü 209 parsel sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Dava konusu taşınmazın parsel numarası 209 olduğu halde hüküm fıkrasına 290 olarak yazılmak suretiyle infazda tereddüte yol açılması,
2-Dava konusu taşınmazdaki irtifak hakkının davacı ... adına tesis ve tesciline karar verilmesi gerekirken, ... Genel Müdürlüğü adına tescile karar verilmesi,
3-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeli ile acele el koyma bedeli arasındaki fark bedele 09.05.2015 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, belirlenen bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi,
4-Davanın niteliği kendisini vekil ile temsil ettiren davacı idare lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a-2 nolu bendindeki (290 parsel) ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine (209 parsel) ibaresinin yazılmasına,b- 2 nolu bendindeki (... lehine) ibaresinden sonra gelen kısmın tümüyle hükümden çıkarıltılmasına, yerine (irtifak hakkı tesisi ile irtifak hakkının davacı idare adına tapuya TESCİLİNE, fen bilirkişisi rapor ve krokisinin kararın eki sayılmasına,) ibaresinin yazılmasına,c-2 nolu bendindeki (08/01/2015) tarihi yerine (09.05.2015) tarihinin ve (kamulaştırma bedeline) ibaresi yerine (fark bedel olan 6.295,37-TL’ye) ibaresinin yazılmasına,
d-Vekalet ücretine ilişkin 8 nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine (Davacı idare kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.980,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı idareye verilmesine,) ibaresininyazılmasına,Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 21/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.