5. Hukuk Dairesi 2019/4056 E. , 2019/21097 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki Çukurova İlçesi Kurttepe Mahallesi 5877 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın davalılar adına kayıtlı olduğu ve davalılardan ''..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ......, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,
--/--
..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Ziya, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ...'ın adres ve kimlik bilgileri tespit edilemediğinden adı geçen davalılara ilanen tebligat yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, mahkemece yapılması gereken öncelikle yukarıda adı geçen davalıların dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki açık kimlik bilgileri Tapu ve Nüfus Müdürlüklerinden istendikten sonra, sağ olduklarının tespit edilmesi halinde kendilerinin, ölmüş olmaları halinde mirasçılarının adreslerinin Tebligat Kanununun 10/2. Ve 28. maddeleri ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7. maddesinde yazılı tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden, resmi ve özel müessese ile dairelerden ve ayrıca zabıta marifetiyle araştırılarak, tespit edilen adreslerine dava dilekçesi, duruşma günü ve bilirkişi raporlarının tebliğe çıkartılması, nüfus kaydı ile mirasçılarının tespit edilememesi halinde ise 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun gereği adı geçen davalılara mahallin en büyük Mal Memurunun kayyım tayini ile yargılamaya devam olunması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2-Davalılardan ... ve ...’in adres kayıt sisteminde mevcut adresi yurtdışı adresi olup, adı geçenlere bilinen en son adresinde tebligat yapılmamıştır.
Bu nedenle mahkemece adı geçen davalılara dava dilekçesi usulüne uygun şekilde tebliğ edilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gerekirken taraf teşkili sağlanmadan bu davalılar hakkında da karar verilmesi,
3-Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazda tapu maliki olarak görünen ...’in dava tarihinden önce 1981 yılında vefat ettiği, davacı idare tarafından ölü kişiye karşı dava açıldığı anlaşıldığından Kamulaştırma Kanunu’nun 14/5. maddesine göre; ölü tapu maliki ...’in mirasçıları ve adresleri araştırılıp, tespit edilen mirasçılarına usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilip taraf teşkili sağlanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması,
4-Dosyada mevcut Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/1987Esas- 2006/146Karar sayılı ilamından davalı ... ’nün kısıtlı olduğu anlaşılmakla kısıtlı adına çıkarılan tebligat usulsüz olup, dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligatın vasiye tebliğ edilmesi gerekirken, davadan haberdar edilmeyen vasinin yokluğunda, taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi,
5-Tapu maliki ... ile ...’in ve İslim Tomul ile ...’un aynı kişiler olduğuna ilişkin (tapuda isim düzeltme vs) belgeler getirtilip aynı kişi oldukları tespit edilmeden hüküm kurulması,
6-Dava konusu taşınmaz, arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Emsal alınan taşınmazın, hükme esas alınan 11.10.2006 tarihindeki satışına ilişkin akit tablosu Tapu Müdürlüğünden istenilip, dava konusu taşınmaz ile somut emsal taşınmazın 2010 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden hüküm kurulduğundan alınan rapor inandırıcı görülmemiştir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
7- Dava konusu 5877 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarda davalılar paydaş olduğu halde tam paya göre hüküm kurulması,
8- Dava dilekçesinde 5877 ada 3 parsel sayılı taşınmaz da dava konusu edildiği halde bu parsel yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması,
9- Dava konusu taşınmazdaki hissesini davacı idareye devreden davalı ... hakkındaki davadan feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
10-Dosyada mevcut 09.04.2013 tarihli tapu kaydında dava konusu taşınmazlarda takyidat bulunmadığı halde 05.07.2013 tarihli tapu kaydında bir kısım davalılar hissesinde ipotek ve haciz şerhlerinin bulunduğu anlaşılmakla dava konusu taşınmazların güncel tapu kayıtları dosyaya alınarak varsa tapu kaydındaki ipotek ve haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Doğru olmadığı gibi;
11-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle “sair hususlar incelenmeksizin” davacı idare vekilinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA,
peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
5. Hukuk Dairesi 2019/4056 E. , 2019/21097 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 58 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 177 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 56 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 48 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat