1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

5. Hukuk Dairesi 2019/988 E. , 2019/19131 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
5. Hukuk Dairesi 2019/988 E. , 2019/19131 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi


Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 14. Hukuk Dairesince istinaf isteminin davalı yönünden reddine, davacı yönünden kabulü ile HMK'nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine, davacı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1-b-3 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine ilişkin olarak ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince verilen hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 219 ada 6 ve 9 parsel sayılı taşınmazların 11/1-g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı idare vekili yapılan istinaf başvurusunun ise kabulü ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/610E. -2018/243K. sayılı kararı ile kaldırılarak, dava konusu taşınmaz üzerindeki yapılara şerefiye adı altında ilave edilen bedelin çıkartılması suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmaz satışının dükkan ve işyerine ilişkin olduğu zeminden çok işletmeye yönelik satış işlemi olduğundan emsal alınamayacağı gibi dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas m2 değerinin 13,87 emsal alınan taşınmazın asgari emlak degerinin ise 37,35 tl olduğu gözetildiğinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz emsalden daha değersiz olduğu halde ters orantı kurulmak suretiyle dava konusu taşınmazın daha değerli olduğu kabul edildiği, idarenin 29.11.2017 tarihli kıymet takdir raporunda 6 nolu bağımsız bölüm için 2850 tl/m2, 9 nolu bağımsız bölüm için 3225 tl/m2 zemin m2 değeri belirlendiği de dikkate alındığında dava konusu taşınmaz zemin m2 degerine 1600 tl/m2 değer biçen bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediği gibi,
2)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü olduğundan ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin hükmünün açıklanan nedenlerle HMK’nın 371.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.