5. Hukuk Dairesi 2019/8688 E. , 2019/16794 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
5. Hukuk Dairesi 2019/8688 E. , 2019/16794 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın usulden reddine ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile HMK'nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın yargı yolu nedeni ile usulden reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekilince yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine ilişkin olarak ... Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesince verilen hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “Temel Eğitim alanında” kaldığı ve davalı idarece taşınmaza kısmen fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.
09.04.2012 tarihinde açılan davada yerel mahkemece gerek 20/08/2016 tarihli 6745 sayılı Kanunun 34. maddesi ile mülga olan Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinin 10.fıkrasının 3. cümlesi ile öngörülen; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü, gerekse iptal olan geçici 6. maddenin 10. fıkrasının 3. cümlesi yerine 6745 sayılı yasanın 33. maddesi ile eklenen Kamulaştırma Kanununun EK 1. maddesinin birinci fıkrasının ''Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkanları dahilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her halde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.'' hükmü uyarınca taşınmazın fiilen el atılmayan kısımları yönünden bozma kararı gereği davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak;
Anayasa Mahkemesinin 05/04/2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 20/12/2018 gün 2016/181 Esas, 2018/111 sayılı kararı ile ''Kamulaştırma Kanununun EK 1. maddesinin ''Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.'' kısmı iptal edilmiştir.
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır.
Bu itibarla taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmamış ise de makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup taşınmazın aynına ilişkin davaya bakmak Adli yargının görevidir.
Ayrıca; Emsal niteliğindeki Uyuşmazlık Mahkemesinin 11.04.2016 tarih ve 2016/180E-224K. sayılı kararında ''...tek bir imar planı kapsamında yol ve park olarak ayrıldığı ve bu itibarla tek bir taşınmaza tek bir imar planı kapsamında yapılan el atmanın, taşınmazın tamamı için bir bütün olarak ele alınması ve değerlendirilmesi gerektiğinin'' belirtildiği gözetildiğinde, idarece fiili el atma ile imar uygulanmasına başlandığı nazara alındığında proje bütünlüğü gereği de adli yargının görevli olduğu aşikardır.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu taşınmazın başkaca paydaşlarınca açılan kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemli davaların kabulüne dair hükümler Dairemiz denetiminden geçtiği gibi, yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ... 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/541 Esas - 2018/272 Karar sayılı kararının kaldırılarak, arsa niteliğindeki ... ilçesi, ... mahallesi, 43119 ada 1 parsel sayılı taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nun 370. maddesi gereğince ONANMASINA, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 22/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın usulden reddine ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile HMK'nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın yargı yolu nedeni ile usulden reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekilince yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine ilişkin olarak ... Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesince verilen hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “Temel Eğitim alanında” kaldığı ve davalı idarece taşınmaza kısmen fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.
09.04.2012 tarihinde açılan davada yerel mahkemece gerek 20/08/2016 tarihli 6745 sayılı Kanunun 34. maddesi ile mülga olan Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinin 10.fıkrasının 3. cümlesi ile öngörülen; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü, gerekse iptal olan geçici 6. maddenin 10. fıkrasının 3. cümlesi yerine 6745 sayılı yasanın 33. maddesi ile eklenen Kamulaştırma Kanununun EK 1. maddesinin birinci fıkrasının ''Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkanları dahilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her halde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.'' hükmü uyarınca taşınmazın fiilen el atılmayan kısımları yönünden bozma kararı gereği davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak;
Anayasa Mahkemesinin 05/04/2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 20/12/2018 gün 2016/181 Esas, 2018/111 sayılı kararı ile ''Kamulaştırma Kanununun EK 1. maddesinin ''Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.'' kısmı iptal edilmiştir.
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır.
Bu itibarla taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmamış ise de makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup taşınmazın aynına ilişkin davaya bakmak Adli yargının görevidir.
Ayrıca; Emsal niteliğindeki Uyuşmazlık Mahkemesinin 11.04.2016 tarih ve 2016/180E-224K. sayılı kararında ''...tek bir imar planı kapsamında yol ve park olarak ayrıldığı ve bu itibarla tek bir taşınmaza tek bir imar planı kapsamında yapılan el atmanın, taşınmazın tamamı için bir bütün olarak ele alınması ve değerlendirilmesi gerektiğinin'' belirtildiği gözetildiğinde, idarece fiili el atma ile imar uygulanmasına başlandığı nazara alındığında proje bütünlüğü gereği de adli yargının görevli olduğu aşikardır.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu taşınmazın başkaca paydaşlarınca açılan kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemli davaların kabulüne dair hükümler Dairemiz denetiminden geçtiği gibi, yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ... 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/541 Esas - 2018/272 Karar sayılı kararının kaldırılarak, arsa niteliğindeki ... ilçesi, ... mahallesi, 43119 ada 1 parsel sayılı taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nun 370. maddesi gereğince ONANMASINA, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 22/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.