KONUYLA İLGİLİ KENDİ GÖRÜŞÜMÜZE YER VERDİKTEN SONRA EMSAL İÇTİHATLAR PAYLAŞILMIŞTIR
icra ve iflas Kanunu'nun 261.Maddesine göre ihtiyati haczin infazında aynı Kanun'un 79'dan 99'a kadar olan maddelerinin dikkate alınacağı, aynı Kanun'un 88/2-son cümlesinde sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından 106. Madde hükümlerinin saklı olduğu, 106/4. Maddesinde sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından muhafaza, kıymet takdiri ve satış talebinin birlikte yapılması ve bunlara ilişkin giderlerin tamamının birlikte ve peşin olarak yatırılmasının zorunlu olduğu şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Farklı bir düzenleme olarak İcra ve İflas Kanunu'nun 261. Maddesi gereği ihtiyati haczin infazında da dikkate alınacak aynı Kanun'un 79/a Maddesinde konutta haciz yapılabilmesi için müdürlükçe verilecek kararın mahkeme onayına tabi olduğuna yer verildikten sonra ihtiyati haciz hakkında bu madde (79/a) hükmünün uygulanmayacağına diğer bir değişle mahkeme onayı olmadan konutta ihtiyati haciz yapılabileceğine yer verilmiştir. Ancak sicile kayıtlı motorlu araçlar bakımından ihtiyati haciz aşamasında satış istenmeden muhafaza işlemi yapılabileceği gibi ayrık veya özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.12.2021 Tarihli ve E:2018/12-14, K:2021/1723 sayılı ilamı, ihtiyati haciz sahibi alacaklıların, hacizleri kesin hacze dönüşmedikçe satış isteyemeyecekleri yönündedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde İcra ve İflas Kanunu'nun 261.Maddesi göndermesiyle aynı Kanun'un 88/2-son cümlesinden hareketle dikkate alınması gereken 106/4. Maddesine göre sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından muhafaza, kıymet takdiri ve satış talebinin birlikte yapılmasının zorunlu olduğu, ihtiyati haciz bakımından farklı veya özel bir düzenlemeye yer verilmediği, yukarıda yer alan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı dikkate alındığında alacaklının ihtiyati haczi kesin hacze dönüşmeden satış talebinde bulunamayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati haciz aşamasında sicile kayıtlı motorlu kara araçları kaydına yakalama şerhi konulmayacağı sonucuna varılmıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı İcra İşleri Dairesi Başkanlığının 03.11.2023 Tarihli ve 86420598-392/10410 Sayılı yazısı ile Yargıtay’ın 2023/4608 Esas, 2024/1321 Karar sayılı kararı yönünden de bir değerlendirme yaparsak;
1- Yargıtay’ın 2023/4608 Esas, 2024/1321 Karar sayılı kararı, Antalya BAM’ın 24.02.2023 tarihli, 2022/474 Esas ve 2023/480 Karar sayılı ilamının onanmasına ilişkin olup bu ilama konu olay 30.09.2021 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına ilişkindir. Bizim söylediğimiz husus ise 7343 sayılı Kanun ile 24.11.2021 tarihinde yapılan değişiklik sonrası ve hali hazırdaki döneme ilişkindir. Yani değişiklikten önceki maddeler dikkate alınarak verilen kararı, değişiklikten sonraki dönem için uygulamak bizce doğru değildir.
2- Daire Başkanlığımızın yazısında yer verdiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.11.2020 tarihli ve 2017-12-323/852 sayılı ilamı hangi şartlarda ihtiyati haciz kararı verilebileceğine ilişkin olup ihtiyati haczin infazına ilişkin değildir.
3- Yine Daire Başkanlığımızın yazısında, İİK'nın 106'ncı maddesinde yer alan muhafaza talebini de içeren düzenlemenin kesinleşen icra takibine dayanılarak konulan kesin haciz neticesinde satış talep edilmesi mümkün olan hususlar için düzenlendiği, ihtiyati haczin ise icra takip işlemi olmadığı, aksine özel geçici hukuki koruma tedbiri olduğu ve uygulanmasına ilişkin usûl ve esasların kesin hacizden farklı hukuki aşamalara tabi olduğuna değinilmiştir. Bizde diyoruz ki ihtiyati haczin infazı kapsamında haciz ve muhafaza işlemleri farklı hukuki aşamalara tabi değildir. Aksine İcra ve iflas Kanunu'nun 261.Maddesine göre ihtiyati haczin infazında aynı Kanun'un 79'dan 99'a kadar olan maddelerinin dikkate alınacağı, aynı Kanun'un 88/2-son cümlesinde sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından (muhafaza şartına yer verilen) 106. Madde hükümlerinin saklı olduğu, 106/4. Maddesinde sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından muhafaza, kıymet takdiri ve satış talebinin birlikte yapılmasının zorunlu olduğu, bu maddelerde ihtiyati haciz yönünden ayrı bir düzenlemeye yer verilmediği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.12.2021 Tarihli ve E:2018/12-14, K:2021/1723 sayılı ilamına göre de ihtiyati haciz sahibi alacaklının, haczi kesin hacze dönüşmedikçe satış isteyemeyeceği bu haliyle 88/2-son cümlesinde saklı tutulan 106/4. maddesine göre ihtiyati haciz aşamasında satış talep etme zorunluluğunun yerine getirilemeyeceği,
4- Ayrıca Kayseri BAM 5. HD E:2022/1820, K: 2022/1736, Adana BAM. 10. HD. E:2022/2595, K:2024/1582, Adana BAM 10. HD. E:2024/1728, K:2024/2399, Kayseri BAM 5. HD E:2024/472, K:2024/479, Erzurum BAM 5. HD. E:2024/1072, K:2024/656 sayılı kararları da aynı doğrultuda olup, Yargıtay 12. HD E:2022/13830, K: 2023/5708 ile Yargıtay 12. HD. E:2024/3420, K: 2024/4961 sayılı kararları hacizli malların muhafazasına ilişkin ilamların temyiz kabiliyetinin bulunmadığına ilişkin olduğu, bu yüzden güncel Yargıtay kararı aramak yerine bu konularda BAM kararlarının yol gösterici olacağını dikkate alarak işlem yapılması yani ihtiyati haciz aşamasında yakalama KONULMAMASI gerekir. En azından şuan için gerek kanun maddeleri gerekse güncel yargı kararlarını dikkate alarak karar vermek yerine farklı değerlendirmelere girmenin doğru olmayacağı kanaatindeyiz.
Konuyla ilgili bir kısım Yargı içtihatları aşağıda paylaşılmıştır.
ÖZGÜR KOCA
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1820
KARAR NO : 2022/1736
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ..... İcra Müdürlüğü 2022/**** Esas sayılı dosyada, .... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/70 D. İş Sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararı ile müvekkili şirket araçlarına ihtiyati haciz şerhi konulmuş yine yakalama (trafikten men) şerhi konulduğunu, ancak, Mahkeme kararı incelendiğinde, borçlunun mal kaçırma girişimini engellemesi için ihtiyaten haciz işlemleri yapılması yönünden hüküm kurulduğunu, İcra Müdürlüğü dosyasında da müvekkili şirkete ait 6 araca ve 2 taşınmaza haciz şerhi işlendiğini, söz konusu malvarlığın değeri beş milyonun üzerinde olduğunu, borca hayli hayli yetecek miktarda olduğunu, zaten müvekkili şirketin 200.000,00TL borç için malvarlığın elden çıkarma gibi bir niyetinin olması da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ancak, yakalama (Trafikten men) şerhi, satışa yönelik bir işlem olduğunu, mahkeme hükmüne de aykırı olduğunu, ihtiyati haciz geçici bir hukuki koruma türü olduğunu ve haciz işlemi yapılabilmekte olduğunu, bu nedenle ihtiyaten haczedilen mallar kesin hacze dönüşmediği sürece satışı istenemeyeceğini, İİK'nın 264/5 hükmüne göre ihtiyati haciz takibin kesinleşmesiyle kesin hacze dönüştüğünü, ihtiyaten haczedilen malların satışı istenemeyeceğinden bu mallara yönelik yapılan muhafaza ve kıymet takdiri işlemleri alacağın tahsiline yönelik olduğundan geçici hukuki koruma tedbirlerinden sayılamayacağını, yakalama şerhlerin kaldırılması taleplerinin İcra Müdürlüğü tarafından kabul edilmediğini, şikayetlerinin kabulü ile yakalama şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; Şikayetin kabulü ile; ..... İcra Müdürlüğü'nün 2022/**** Esas sayılı dosyasında verilen 27/06/2022 tarihli kararın iptaline, davacı borçlu şirketin araçları üzerine 2022/**** Esas sayılı dosyasında konulan YAKALAMA ŞERHİNİN KALDIRILMASINA, karar verildiği anlaşılmıştır.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmün yasal dayanaktan yoksun olduğunu, mahkemece ihsası rey yapılmış olduğunu, ihtiyati haciz kararına karşı bu kararın kaldırılması infazının durdurulmasının ve geri alınmasına yönelik bütün iş ve işlemlerin icra hukuk mahkemesinin değil ihtiyati haciz kararını veren Asliye Ticaret Mahkemesinin görev ve sorumluluğunda olduğunu, Asliye Ticaret Mahkemesine müracaat yerine icra müdürlüğüne talepte bulunmasının icra müdürlüğünün mahkeme kararı kapsamında talebini reddetmesi üzerine memur muamelesini şikayet davasıyla işlem tesis edilmeye çalışılmasının davacının kötü niyetini açıkça gösterdiğini, karşı tarafın mahkemeden bu kararın kaldırılması hususunda hiçbir talepte bulunmadığını, ihtiyati haciz kararının ve bu kararının uygulanması sonucunda doğan hukuki gerekçeleri ve sonuçlara muhatap olan yerin icra hukuk mahkemesi değil ihtiyati haciz kararını veren Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, borçlu adına sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından muhafaza kıymet takdirinin ve satış talebinin birlikte yapılmasının ve bunlara ilişkin giderlerin tamamının birlikte ve peşin olarak yatırılmasının zorunlu olduğunu, ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmeden satışının istenemeyeceğini, muhakkak verilen ihtiyati haciz kararı kapsamında davacının araçları saklaması ve mal kaçırmasının önüne geçmek amacıyla araçlar üzerine yakalama şerhinin konulduğunu, kesin hacze dönüşmeden taraflarına hiçbir satış işleminin yapılmadığının icra dosyasıyla sabit olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlığın; memur muamelesini şikayete ilişkin olduğu görüldü.
Takip dosyasının yapılan incelemesinde; .... İcra Müdürlüğünün 2022/**** Esas sayılı dosyası ile davalı alacaklı lehtar C.E. tarafından davacı borçlu keşideci Y.G. Tarım Ürünleri ... Ltd. Şti aleyhine 29/05/2022 keşide tarihli .....İstanbul Şubesine ait 218.000,00 TL bedelli çekin 31/05/2022 tarihinde bankaya ibrazı üzerine ödenmemesi nedeniyle .... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2022/70 D.İş Esas numaralı 09/06/2022 tarihli ihtiyati haciz kararına dayalı olarak 10/06/2022 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçildiği, davacı borçlu şirket adına çıkartılan ödeme emrinin 15/06/2022 tarihinde adresin hatalı olduğundan bahisle bila ikmal iade döndüğü görülmüştür.
Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı borçlunun aleyhine yapılan takipte .... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/70 D.iş Esas sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararına dayanarak borçlu şirketin araçlarına konulan yakalama (trafikten men) şerhinin İİK'nun 264/5 maddesi gereğince ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediği ve ihtiyaten haczedilen malların satışının istenemeyeceğinden bu mallara yönelik muhafaza ve kıymet takdiri işlemlerinin alacağın tahsiline yönelik olduğu ve ayrıca .....İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/220 Esas sayılı dosyasıyla açılan yetkiye itiraz davasında 24/06/2022 tarihli ara kararı ile mahkemece takibin durdurulmasına da karar verilmiş olduğundan ihtiyati haciz kararına aykırı olarak araçları üzerine konulan yakalama (trafikten men) şerhlerinin kaldırılması taleplerinin icra müdürlüğünce reddine ilişkin 27/06/2022 tarihli müdürlük kararının iptalinin istendiği, mahkemece şikayetin kabulü ile müdürlük kararının iptaline karar verilmesinin yerinde olduğu, şöyle ki, davacı borçlu şirket adına yapılan takibe ilişkin ödeme emrinin bila ikmal iade döndüğü, yeniden bir ödeme emri tebliğ edilmediği, dolayısıyla takibin kesinleşmediği ve ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediği gibi borçlu şirket vekilinin .....İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/220 Esas sayılı dosyası ile yapmış olduğu yetkiye ve imzaya itirazı üzerine 24/06/2022 tarihinde mahkemece takibin geçici olarak tedbiren durdurulduğu da görülmüş olup, İİK'nun 106/4. maddesi gereğince borçlunun şikayetine konu sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından muhafaza, kıymet takdiri ve satış talebinin birlikte yapılması ve bunlara ilişkin giderlerin tamamının birlikte ve peşin olarak yatırılmasının zorunlu olduğu düzenlemesi nazara alındığında henüz ortada kesinleşmiş bir takibin bulunmadığı gibi ihtiyati haciz kararının kapsamı gereğince araçlara konulan yakalama (trafikten men) şerhlerinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından kaldırılmasına karar verilmesinin yerinde olduğu, davalı alacaklının ihtiyati haciz kararına karşı yapılan şikayeti inceleme görevinin ihtiyati haciz kararını veren Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğuna ilişkin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede ise, borçlu şikayetçinin ihtiyati haciz kararına yönelik bir itirazının olmadığı, İİK'nun 4/1. maddesi gereğince icra dairesinin muamelesine karşı şikayet niteliğinde olduğu görülmekle icra hukuk mahkemelerinin görev alanı içerisinde olduğu da anlaşıldığından dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İnceleme konusu karar usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İnceleme HMK'nun 353. maddesi gereğince duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliğ edilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/11/2022