12. Hukuk Dairesi 2016/5403 E. , 2016/7941 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından İİK'nun 150/e maddesi uyarınca süresinde satış istenilmediği gerekçesiyle takibin düşürülmesine ilişkin verilen icra müdürlüğü kararının iptalinin talep edildiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Takip ve ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 150/e maddesi gereğince taşınmaz rehninin satışının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren iki sene içinde istenmesi gereklidir. İİK'nun 150/e-2. maddesine göre de, bu süre içinde satışın istenmemesi veya talep geri alınıp da bu süre içinde yenilenmemesi halinde takibin düşeceği hüküm altına alınmıştır.
Dairemizin değişen içtihatlarına göre, anılan maddede düzenlenen bir ve iki yıllık sürelerin hesabında ödeme-icra emrinin tebliğinden itibaren ilk satış talep tarihi esas alınmaktadır.
Somut olayda, örnek 9 numaralı ödeme emrinin borçluya 18.07.2012 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekili tarafından ilk olarak 30.01.2013 tarihli dilekçe ile satış talebinde bulunulduğu, icra müdürlüğünce satış avansı yatırılması halinde talep gibi işlem yapılmasına karar verildiği; bunun üzerinde 30.01.2013 tarih ve 176 no'lu makbuzla 200,00 TL satış avansının, bilahare 28.02.2013 tarihli makbuzla 3.000,00 TL satış avansının ödendiği, 14.03.2013 tarihinde satış kararı verilerek satış günlerinin belirlendiği, ancak 09.05.2013 günü yapılan birinci artırma ile 03.06.2013 günü yapılan ikinci artırmada alıcı çıkmadığından İİK'nun 129/3. maddesine göre satış talebinin düştüğü görülmektedir. Bu durumda, ilk satış talebi yasal süresinde yapıldığına ve satış talebinin geri alınması da sözkonusu olmadığına göre, sonraki satış taleplerinin iki yıllık sürede olmaması sonuca etkili olmayıp, yasada belirtilen sürenin satış talebi için öngörülmüş olması karşısında; satışın aynı süre içerisinde yapılmamış olması, usulüne uygun satış talebini ortadan kaldırmadığı gibi takibin İİK'nun 150/e maddesi gereğince düşmesi sonucunu doğurmaz.
O halde, mahkemece, satış isteme tarihi olan 30.01.2013 günü itibarı ile İİK'nun 150/e maddesinde belirtilen iki yıllık sürenin dolmadığı, anılan madde uyarınca takibin düşmediği nazara alınarak şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2016/2474 E. , 2016/12961 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takipte yasal sürede satış talep edildiği halde satış talebinin reddine karar verildiğini belirterek icra müdürlüğünün işleminin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanun' un 21. maddesi uyarınca İİK' nun 106. maddesi, “Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir” şeklinde değiştirilmiştir. 6352 sayılı Kanunun 106. maddesi gereği, aynı Kanun'un 21. maddesinin, yasanın yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Dolayısıyla satışı istenilen taşınmazın haciz tarihi olan 11/08/2014 tarihi itibari ile uygulanması gereken İİK'nun 106. maddesinde; “Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itirbaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 110. maddesinde ise; “Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider onbeş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar” hükmü yer almaktadır. Bu düzenleme kapsamında, icra müdürlüğünden hacizli malın satışının süresinde istenilmesi yeterli olup, diğer satış şartlarının oluşup oluşmadığının irdelenmesi gerekmez. Öte yandan Dairemizin değişen içtihatlarına göre, anılan maddede düzenlenen altı ay ve bir yıllık sürelerin hesabında hacizden itibaren ilk satış talep tarihi esas alınmaktadır.
Bu açıklamalara göre, somut olayda, taşınmaz üzerindeki haczin 11/08/2014 tarihli olduğu, alacaklı vekilinin 15/05/2015 tarihli talebi ile taşınmazın satışını talep ettiği, daha önceki araç satış taleplerinden vazgeçerek araç satışı için yatırdıkları 1.000.-TL nin taşınmazın satışı için avans olarak kullanılması, eksik avans olması durumunda muhtıra ile talep edilmesi halinde dosyaya yatırılacağının beyan edildiği, icra müdürlüğünce satış talebi ile 250.-TL avans yatırıldığı kabulü ile 4.000.-TL eksik satış avansını yatırmak üzere alacaklı vekiline muhtıra gönderildiği, muhtıranın alacaklı vekiline 03/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin 26/10/2015 tarihinde istenen 4.000.-TL ek avansı yatırdığı, icra müdürlüğünce muhtıraya rağmen 15 günlük süre içinde eksik avansın yatırılmadığı gerekçesiyle satış talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, alacaklı vekiline eksik satış avansını yatırmak üzere muhtıra tebliğ edilmişse de, gerek muhtıra içeriğinde, gerekse muhtıranın tebliğine ilişkin tebligat parçası üzerinde eksik avansın 15 gün içinde yatırılması gerektiği şeklinde bir ihtarat bulunmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece, alacaklı tarafından, haciz tarihinden itibaren İİK'nun 106. maddesinde öngörülen yasal bir yıllık sürede satış talep edilerek satış avansı ve muhtıra ile bildirilen eksik avans dosyaya yatırıldığından şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2016/7038 E. , 2016/9468 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacağını temlik eden takip alacaklısı ... tarafından davadışı borçlular hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, şikayetçi-3. kişi ... borçlu adına kayıtlı taşınmazı 09/02/2004 tarihinde satın aldığını, alacaklı tarafından süresinde satışistenmediğinden taşınmaz üzerindeki haczin İİK.'nun 106-110. maddeleri gereğince düştüğünü belirtilerek, alacaklı vekilinin taşınmaza yeniden haciz konulması talebinin, taşınmazın haciz yüklü olarak satın alındığından bahisle kabulü ile yapılan satışişlemlerinin iptali talebinde bulunduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda taşınmazın tapu kaydına 09.12.2011 tarihinde haciz konulduğu ve taşınmazın bu tarihte şikayetçi-3. kişi ... adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
HGK. nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E.-2004/208 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için, haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olması zorunludur. Bir başka deyişle; haciz tarihinde takipte taraf olmayan 3. kişi adına kayıtlı olan taşınmazın, borçlunun borcu için haczi mümkün bulunmamaktadır.
Bu durumda taşınmaz şikayetçi 3.kişi adına kayıtlı iken konulan 09.12.2011 tarihli haciz yasaya aykırı olmakla, mahkemenin bu hacze ilişkin kararı doğru olup, sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İcra takip dosyasının incelenmesinde, taşınmazın tapu kaydına 16.08.1999 tarihinde haciz konulduğu ve bu sırada taşınmazın borçlu adına kayıtlı olduğu, temlik eden takip alacaklısı ... Tarafından 31.07.2001 tarihinde satışistenerek, satış masrafının dosyaya yatırıldığı görülmüştür.
Buna göre haciz tarihi itibari ile yürürlükte olup olayda uygulanması gereken İİK. nun 106.maddesinde öngörülen iki yıllık yasal sürede satışistenmiş olup, dairemizin değişen içtihatlarına göre anılan maddede düzenlenen sürenin hesabında hacizden itibaren ilk satış talebinin tarihi esas alınacağından, haciz düşmemiştir.
Şu hale göre 16.08.1999 tarihli ilk haciz geçerli olup, şikayetçi-3. kişi taşınmazı bu hacizle yükümlü olarak satın almış olmakla, mahkemece anılan hacze yönelik şikayetin reddi yerine onu da kapsar şekilde haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2016/30202 E. , 2018/3219 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından İİK'nun 150/e maddesi uyarınca süresinde satış istenilmediği gerekçesiyle takibin düşürülmesine ilişkin verilen icra müdürlüğü kararının iptalinin talep edildiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Takip ve ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 150/e maddesi gereğince taşınmaz rehninin satışının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren iki sene içinde istenmesi gereklidir. İİK'nun 150/e-2. maddesine göre de, bu süre içinde satışın istenmemesi veya talep geri alınıp da bu süre içinde yenilenmemesi halinde takibin düşeceği hüküm altına alınmıştır.
Dairemizin değişen içtihatlarına göre, anılan maddede düzenlenen bir ve iki yıllık sürelerin hesabında ödeme-icra emrinin tebliğinden itibaren ilk satış talep tarihi esas alınmaktadır.
Somut olayda, örnek 6 numaralı ödeme emrinin borçluya 30.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekili tarafından ilk olarak 09.11.2012 tarihli dilekçe ile satış talebinde bulunulduğu ve süresi içinde geçerli satış avansı yatırıldığı; satış kararı verilerek satış günlerinin belirlendiği, ancak 18.02.2013 günü yapılan birinci artırma ile 28.02.2013 günü yapılan ikinci artırmada alıcı çıkmadığından İİK'nun 129/3. maddesine göre satış talebinin düştüğü görülmektedir. Bu durumda, ilk satış talebi yasal süresinde yapıldığına ve satış talebinin geri alınması da söz konusu olmadığına göre, sonraki satış taleplerinin iki yıllık sürede olmaması sonuca etkili olmayıp, yasada belirtilen sürenin satış talebi için öngörülmüş olması karşısında; satışın aynı süre içerisinde yapılmamış olması, usulüne uygun satış talebini ortadan kaldırmadığı gibi takibin İİK'nun 150/e maddesi gereğince düşmesi sonucunu doğurmaz.
O halde, mahkemece, satış isteme tarihi ve 1500 tl avansın yatırılma tarihleri olan 09.11.2012 günü ve itibarı ile İİK'nun 150/e maddesinde belirtilen iki yıllık sürenin dolmadığı, anılan madde uyarınca takibin düşmediği nazara alınarak şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Haczin Geçerliliğinde İlk Satış Talebinin Dikkate Alınacağı
- Hepsihukuk
- Mesaj Panosu Yöneticisi
- Mesajlar: 2291
- Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
- İletişim:
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 528 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 346 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 337 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 1461 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 94 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 939 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 301 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 348 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 249 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 355 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk